T24 | 15 Haziran 2020
Çok
şükür alt ettik koronavirüsü.
Erkenden
ilaçlar temin ettik, tez elden karantinalar uyguladık şehirlere, cesaretle sokağa
çıkma yasakları ilan ettik.
Eve
hapsetsek de çocukları ve 65 yaş üstünü, sonunda dize getirdik ya dünyanın
başına musallat olan virüsü.
Sağlık çalışanlarının can siper hane çabalarıyla korkuttuk
gözünü, gerilettik virüsü.
Büyük
ülkeydik doğrusu.
Yardım
talep eden 116 ülkeden, 44 üne yardımlar gönderdik; kolonyalar, formalar, maskeler…
* * *
Sonunda
yasaklar kalktı.
1
Haziran itibariyle gevşedik, rahatladık.
Derken
bir haber geldi:
“Dokunulmazlığı kaldırılan üç milletvekili
tutuklandı!”
Nasıl
salgın sırasında, HDP’ li belediyelere kayyımlar atandıysa, rahatlama döneminde
de milletvekilleri unutulmadı demek!
Virüsü
yendik güya, lakin milletin iradesine yenildik.
Arkasından
bir haber daha;
“Bir süredir düşüşte
olan covid-19 vaka sayısı son on günde %52 artmış.”
Öyle
ya, rahatlamıştık nasıl olsa.
Demek
ki tam zapt edememişiz virüsü. Ama olsun, Kürt siyasetçileri görevden aldık,
vekilleri hapsettik ya!
Belli
ki, virüse karşı henüz galip değildik, lakin seçilmiş siyasetçilere karşı
yeteri kadar cevvaldik.
Son
seçimlerde HDP, çoğunluğu Güneydoğu illerinde olmak üzere 65 belediyede
seçimleri açık farkla kazanmıştı. Bunların tamamı, Kürtlerin ağırlıklı olduğu
yerlerdi.
Sanırım,
“milletin iradesi tecelli etti”
deniyor buna...
Demokrasi
güzel şeydi, milletin iradesi bu 65 yerde, HDP ‘nin adayları lehine tecelli
etmişti.
Ne
yazık ki çok geçmeden, milletin iradesi yerine başka bir irade zuhur etti.
43
HDP belediyesine kayyım atandı. Belediye başkanları, eş başkanları tutuklandı,
meclis üyeleri gözaltına alındı, kimi belediye kurumları kapatıldı, birçok
çalışan işten çıkarıldı…
Üstelik
bu yeni iradenin tecellisi salgın falan da dinlemedi.
Bir
zamanlar, devletin en yüksek mertebelerinden biri çıkıp, “dağda silahlı dolaşmaktansa, düzde siyaset yapmayı” önermişti
onlara.
Öyle
de yaptılar.
Lakin
düz değil, engebeliydi, ateşle ve korla döşeliydi onlar için siyasetin yolları.
Yine
de korkmadılar, düştüler yola.
Onlara
biçilen ateşten gömleği üzerlerine giyip çekincesiz, yalın ayak yürüdüler.
* * *
Bir süredir illerde karantina tedbirleri alınması, o ilin
valiliklerine bırakılmış durumda.
Bu karara binaen olsa gerek, önceki gün yeni bir karantina
başladı.
Edirne ilinde, yurttaşların kente girişi, kent içinde
toplanmaları, yürümeleri, konser vermeleri, şenlik düzenlemeleri yasaklandı.
Ancak kısa süreli bir karantinaydı bu. Valiliğin bildirimine göre 14-16 Haziran
tarihleri arasında üç gün sürecek bir yasaktan ibaretti.
Yalnız bu, bildiğimiz covid-19 virüsüne karşı bir karantina
değildi.
Aynı tarihlerde HDP tarafından “darbelere karşı demokrasiyi savunmak” amacıyla planlanan bir
yürüyüş yapılacaktı.
Demokrasi yürüyüşü.
Edirne’den Hakkâri’ye düzenlenecek olan yürüyüşte HDP ’liler,
geçtikleri illerde halkla buluşmalar yapacaklardı.
Yürüyüşün başlayacağı Edirne ise sembolik bir öneme sahip.
HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın da cezaevinde
tutulduğu il burası.
* * *
Dünya, başına musallat olan yüzyılın salgınıyla baş etmeye
çalışıyor.
Bizse, bir yandan milletin iradesine çelme takmak, bir yandan
da sınır ötesi maceralar peşindeyiz.
Pandemi öncesinde İdlib’e, 2.150 adet askeri araç göndermişti
TSK.
Ateşkes sonrasında, 3.895 askeri araç daha göndermişiz meğer.
Şimdi baktım da, maşallah, salgına rağmen hız kesmemişiz,
7.225 ‘e çıkmış sayısı!
Bir obüs, kaç sokağa çıkma yasağı eder sizce?
Komşunun toprağında kaç virüs öldürür, insansız hava
araçlarımız?
Batılı ortaklarımızla birlikte almıştık kellesini, en büyük
destekçimiz olan Kaddafi’nin.
Haber bültenlerinin yalancısıyım, Libya’ya gönderdiğimiz paralı
cihatçılar ise cabası.
Müjdeyi tez elden verdi büyüklerimiz.
Çok şükür, çok şükür, 1 Haziran itibariyle meğer üstesinden
gelmişiz salgının.
Bir güzel rahatladık şimdiden.
AVM’le açıldı, restoranlar doldu; Starbuck’larda kahve
keyfi, kahvelerde nargile…
Her gün korana istatistiklerini yayınlıyor Sağlık Bakanlığı.
Aldınız mı yeni haberi,
on bir günde %86 artmış vaka sayısı!
İlk karantina haberi Edirne’den geldi.
“Üç günlük kente giriş
çıkış yasağı!”
Yanlış anlamayınız, ne münasebet beyler, virüse değil,
Kürtlere karşı alınıyor önlem.
AVM
’lere virüs girebilir, garlara, terminallere, hava limanlarına da öyle.
Ancak Kürtler gelip buralarda basın açıklaması yapacaksa,
yasaktır, onlar giremez!
Şehirler virüse karşı ardına kadar açabilir kapılarını; meydanlar,
sahiller, parklar, AVM’ler, futbol sahaları, kafeler, restoranlar…
Derdini söylemek isteyene ise yasaktır!
Valiliğin, “CHP
İstanbul Eski Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu, HDP Diyarbakır Eski
Milletvekili Musa Farisoğulları ve HDP Hakkari Eski Milletvekili Leyla Güven`in
hüküm giydiklerine dair kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden…” diye
başlıyor bildirisi…
Adını bile koyuyor devletin valisi;
“… tesis olunan huzur
ortamı, milli güvenlik ve kamu düzeninin bozulmaması, Cumhuriyetin temel
nitelikleri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü…” diye devam
ediyor…
Malum, HDP ’nin başlatacağı demokrasi yürüyüşünde Edirne’den
yola koyulacak insanlar.
HDP ’lilerin yürüyüşüne karşı alınıyor önlem.
Ben HDP diyorum ya, siz anlayın işte.
Daha çok Kürtlere karşı!
Eğri oturup doğru konuşalım; maalesef gerçek böyle!
Ne de olsa, bu partinin yükünü daha çok onlar omuzluyor.
Keşke, tersi olsa, olabilse!
* * *
Yazıyı göndermeden önce, son kez bakayım istedim istatistiklere.
Maşallah, maşallah, bugün de yoluna devam etmiş virüs.
12 günde % 98,7 ‘e
çıkmış vaka artış oranı!
Ne dersiniz, biraz daha asker göndersek mi acaba Suriye’ye?
Formalar gönderdik ya ABD, İngiltere, İtalya ve İspanya’ya;
yardım kolileri, kolonyalar, maskeler...
Biraz daha barış ihraç etsek mi acaba Rojava’ya, Afrin’e,
İdlib’e?
Üç çocuk babasıydı, valiliğin önünde “çocuklarım aç” diye bağırdı, işsizlikten kendini yaktı Adem!
Örneğin, birkaç üs kursak Libya’ya, kurtulur muydu Adem?
Geçenlerde gördüm; başkentin ortasında, gazın ve zehrin
kıskacındaydılar yine vekiller.
HDP ’li olunca, üstelik Kürt olunca, demokrasi falan hak
getire, basın açıklaması dahi yasak vekillere!
Bir tarafta dünyanın canına okuyan bir virüs, bir tarafta siyaset
düzlüğünde demokrasi arayan Kürtler ve onların müttefikleri.
Edirne’den sonra Van’da ve Kocaeli’nde de karantina başladı,
şehirlere giriş yasak!
Sahi, Kürtler mi daha tehlikeli, yoksa koronavirüs mü?
Yanıtınızı duyar gibi oluyorum…
https://t24.com.tr/yazarlar/yusuf-nazim/kurtler-mi-daha-tehlikeli-koranavirus-mu,27036
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yusuf.nazim1@gmail.com