
Yusuf Nazım, 2 Ocak 2013
Sis ormanın yüzüne çektiği maske. O, zulme uğrayan çocuklarını böyle gizliyor. Sisten çıkıyor ve sise dönüyorlar. Chiapas yerlileri heybetli elbiseler giyiyor, süzülerek yol alıyor, susuyor ya da usul usul konuşuyorlar. Hizmetkarlığa mahkum bu prensler, ilk oldular ve artık sonlar. Topraklarından ve tarih kitaplarından dışarı atıldılar, siste ve sırda sığınak buldular. Oradan maskeleriyle çıktılar; kendilerini aşağılayan iktidarın maskesini indirmek için…
Zapatistalar, adını Meksika Devrimi'nin (1910-1920) lideri
olan Emiliano Zapata'dan alır. Kendilerini Zapata'nın ideolojik mirasçıları ve
emperyalizme karşı beş yüz yıldır süren yerli direnişin takipçisi olarak
görürler.
EZLN (Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu), 1982 yılında
içlerinde Subcomandante Marcos'un da bulunduğu bir grup gerilla tarafından
Cihapas’ın ormanlık dağlarında kurulur. On seneyi aşkın bir hazırlık süreci ve
örgütlenmeden sonra 1 Ocak 1994'te NAFTA'nın uygulanmaya başladığı gün silahlı
ayaklanma başlatırlar. “Yeter Artık!” (Ya Basta!) sloganıyla baş gösteren
ayaklanma on iki gün sürer. Hükümetle ateşkes yapıldığında yaklaşık on iki bin
Zapatista üç şehri; Margarita, Ocausinco ve Sen Cristobal de Las Casas’ı
kontrol altına almıştır. Meksika ordusunun saldırıya karşılık vermesiyle yüz
kırk beş kişi ölür, yüzlerce kişi yaralanır. Daha sonra barış görüşmeleri
başlar. Ancak Zapatista toplulukları hükümetin önerisini reddeder. Sessizlik on
bir ay sürer ve gerginlik yeniden tırmanır. Meksika Kongresi diyalog zemini
için Uzlaşma ve Derhal Barış Kanunu’nu çıkarır. Aynı adı alan komisyon da
görüşmelere yeniden başlamakla görevlendirilir. San Andres görüşmeleri
sırasında yerli hakları ve kültürü konusunda Ulusal Reform Antlaşması
imzalanır. Bu ilk adım hükümetin sertleşen politikasıyla bir türlü
geliştirilemez. Bu arada “Neoliberalizme Karşı I. Kıtalararası Buluşma”
Chiapas’ta kırk iki ülkeden beş bini aşkın temsilcinin katılımıyla gerçekleşir.
Hükümet, Uyum ve Barış Komisyonu ile EZLN arasındaki süreç olumlu noktalanmaz.
Meksika hükümetinin, oyalama, hareketi bölme ve küçük ödünlerle geri püskürtme
çabalarına karşılık Zapatisler, bütün önerileri ve atılacak adımları, kendi
halk topluluklarıyla kolektif bir şekilde tartışarak, danışarak
kararlaştırırlar. Meksika’da yerli hakları için çıktıkları Zapatur’da 3 bin km
yol kat edip başkente gelen Zapatistalar, siyasetçilerin gerekli adımları
atmakta ağır davranması üzerine üslerinin bulunduğu Chiapas eyaletine dönme
kararı alırlar. Devlet başkanı Vincento Fox, kongrenin gerillalara kapılarını
kapatmadığını belirterek, başkenti terk etmemelerini rica eder.. Ama artık geç
kalmıştır.

Zapatistlerin sözcüsü Kumandan Yardımcısı Marcos, diğer Zapatista komutanlarının aksine Maya yerlisi değildir. Liseyi Cizvit okulunda okumuş bir felsefe profesörüdür. Marcos ise kendi adı olmayıp, daha önce ölen bir mücadele arkadaşının adıdır. Meksika’nın tarihi lideri Emiliano Zapatista'ya kumandan denmesinden dolayı, kumandan unvanını kabul etmemiş, ona karşı saygısından dolayı kendisine kumandan yardımcısı lakabını vermiştir.
Maya kökenli halktan biri ve hareketin lideri olmamasına rağmen 1994 ayaklanmasında yaptığı konuşmayla yerli halkın, kar maskesi ve piposuyla yarattığı imaj ile de uluslararası kamuoyunun yeni devrimci figürü haline gelmiştir. Öyle ki Benetton firması ürünlerine bu figürü basabilmek için Marcos’a bir milyon dolar teklif etmiştir. Meksika hükümeti Marcos için, yıllar önce ortadan kaybolan bir akademisyen olduğunu iddia etmiştir. CIA’nın gay olduğunu iddia etmesi üzerine “Evet, ben San Francisco’da bir gay, Güney Afrika’da bir siyah, Avrupa’da bir Asya’lı, İspanya’da bir anarşist, İsrail’de Filistin’li, San Cristobal sokaklarında bir maya yerlisi, Almanya’da bir Yahudi’yim, bir işsiz, mutsuz bir öğrenciyim...” yanıtını vermiştir.
Onlar, hayal çağının devrimcileri; doğanın insanoğluna bahşettiği bu yeryüzü cennetini küresel bir bataklığa çeviren dizginsiz sömürü sisteminin kızgın çöllerindeki umut arayıcıları; sanayi devrimi ötesi modern çağın yeni bir dünyaya açılacak kapısını aralamaya hazır yürüyüşleriyle, düş bileyicileri; Zapatistler… Gezegenimizi kemiren vahşi kapitalizmin doymak bilmez açgözlülüğüne ve onun insanlığı sürüklediği topyekün yıkıma “Ya Basta!” diyorlar.
ARTIK YETER!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yusuf.nazim1@gmail.com