Yusuf Nazım
T24 | 20 Nisan 2016
Tarih 20 Nisan 1943.
Dünyayı kana bulamış bir diktatörün, Hitler’in 55. doğum günüdür.
T24 | 20 Nisan 2016
Tarih 20 Nisan 1943.
Dünyayı kana bulamış bir diktatörün, Hitler’in 55. doğum günüdür.
Hitler’in en sadık adamı, ünlü SS lideri
Heinrich Himmler führerine, eşsiz bir doğum günü armağanı hazırlamakla
meşguldür.
Hitler’i son derece memnun edecek olan
bu armağan Polonyalı 56.000 Yahudi’nin ölüsünden başka bir şey olmayacaktır.
Hitler’in iktidara gelişi
Hitler, saf Aryan ırkının (ari ırk) üstünlüğüne inanır. Yahudileri Germen ırkı için bir tehdit olarak görür. Lideri olduğu Nasyonal Sosyalist parti, 1932 yılındaki seçimlerden birinci parti olarak çıktığında dünyayı felakete sürükleyecek çılgınca düşlerini gerçekleştirmeye ne kadar yaklaştığını kimse fark etmeyecektir.
Nazilerin organize ettiği ünlü Reichstag Yangını’ndan bir gün sonra anayasanın kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerini ortadan kaldıran bir kararname imzalatır. Sonraki günlerde iki ırkçı parti dışında tüm partilerin faaliyetleri durdurulur.
Hitler, 1933 yılındaki seçimlerde %44 oyla iktidara yerleşir.
Hitler, saf Aryan ırkının (ari ırk) üstünlüğüne inanır. Yahudileri Germen ırkı için bir tehdit olarak görür. Lideri olduğu Nasyonal Sosyalist parti, 1932 yılındaki seçimlerden birinci parti olarak çıktığında dünyayı felakete sürükleyecek çılgınca düşlerini gerçekleştirmeye ne kadar yaklaştığını kimse fark etmeyecektir.
Nazilerin organize ettiği ünlü Reichstag Yangını’ndan bir gün sonra anayasanın kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerini ortadan kaldıran bir kararname imzalatır. Sonraki günlerde iki ırkçı parti dışında tüm partilerin faaliyetleri durdurulur.
Hitler, 1933 yılındaki seçimlerde %44 oyla iktidara yerleşir.
Führer’in üstün yetenekleri
Adolf Hitler'in insanları etkileyen özellikleri vardı. Bunlar, nasyonal sosyalizm propagandasıyla birleştirilince çok daha büyük bir etki yaratacaktır.
Adolf Hitler'in insanları etkileyen özellikleri vardı. Bunlar, nasyonal sosyalizm propagandasıyla birleştirilince çok daha büyük bir etki yaratacaktır.
Çoğu parti yöneticisi saplantılı bir
şekilde ona bağlıydı. Bunlar, sık sık Hitler'in üstün bir insan olduğunu dile
getiriyor, adeta onu kutsal bir varlık olarak görürlerdi.
Hitler güçlü, iradeli bir lider, üstün
nitelikleriyle her konuda öngörülü bir devlet insanı izlenimi vermeye
çalışırdı. Bunun için vücut dilini de çok iyi kullanmaktan geri kalmazdı. Kitleleri
etkilemek için hitabet ve sahne dersleri alır, bu hitabet yeteneğini sergilemek
için sık sık sergi açılışlarında, toplantılarda boy gösterirdi.
Kendisini yanılmaz bir insan, hata yapmaz bir yönetici olarak göstermek onun en büyük özelliğiydi.
Parlamenter demokrasinin sona erişi
Hitler, her türlü kötülüğün nedeni olarak demokratik parlamenter sistemi görürdü. En önemli görev olarak, tehlikeli fikirlerle, saf barışçılıkla, sosyalizmle ve demokrasi ile savaşmayı tanımlardı.
Seçimlerinden sonra bir “yetki kanunu” çıkarır. Bu kanunla meclisin faaliyetlerine ara vererek dört yıl süre ile meclisin tüm yetkilerini kabineye devreder. Bunun için, mecliste üçte iki çoğunluk gerekmektedir. Oylama günü parlamento SA birlikleri tarafından kuşatılır, bazı sosyal demokrat parlamenterler içeri alınmaz. 81 komünist vekil, zaten seçimlerden önce gözaltına alınmıştır.
Böylece Almanya’da parlamenter demokrasi sona ermiş olur.
Başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına: Bir diktatörün doğuşu
Hitler, kendisine geniş yetkiler veren bu kararnameyle yasama ve yürütme gücünü bütünüyle ele geçirmiş olur.
O, kurmuş olduğu güçlü propaganda aygıtı,
güçlü hitabet ve ikna yeteneği sayesinde Alman ırkının üstünlüğüne halkı inandırır.
Büyük bir savaşa hazırlık amacıyla açılan
yeni iş alanları sayesinde işsizlik
azalır, ülke boydan boya otobanlarla
donatılır. Alman başbakanı olmasının yanı sıra, 1934 yılında yapılan referandumla %89,9 “evet” oyu alarak ölene
kadar Cumhurbaşkanı seçilir.
Artık mutlak ve tartışmasız bir iktidar sahibidir.
Artık mutlak ve tartışmasız bir iktidar sahibidir.
Faşizmin mizaha tahammülsüzlüğü
Hitler’in hem şansölye, hem de
cumhurbaşkanı olarak Alman devletinin tartışılmaz lideri olması ona, iktisadi,
sosyal ve kültürel alanlarda hayalindeki Nazi planlarını uygulama fırsatı
verir.
Tüm sanatların Germen ırkının kültürel
şifrelerini taşımak zorunda olduğu fikri topluma egemen kılınır.
Hitler’in sağ kolu, ünlü propaganda bakanı Goebbels önderliğinde, Reich Kültür Dairesi kurulur. Bu kurum eliyle, tüm gazetelere, radyo programlarına, sinemalara sansür uygulanmaya başlar; tiyatro, eğlence ve kültür programları, sanat ve müzik dünyası bütünüyle denetim altına alınır; Aydınlar, bilim insanları, akademisyenler ve sanatçılar, akademik yayınlar bu kurul aracılığıyla kontrol edilir. Bilim, kültür ve sanat insanları arasında korku ve kaygı dolu bir süreç başlar.
Hitler’in sağ kolu, ünlü propaganda bakanı Goebbels önderliğinde, Reich Kültür Dairesi kurulur. Bu kurum eliyle, tüm gazetelere, radyo programlarına, sinemalara sansür uygulanmaya başlar; tiyatro, eğlence ve kültür programları, sanat ve müzik dünyası bütünüyle denetim altına alınır; Aydınlar, bilim insanları, akademisyenler ve sanatçılar, akademik yayınlar bu kurul aracılığıyla kontrol edilir. Bilim, kültür ve sanat insanları arasında korku ve kaygı dolu bir süreç başlar.
Reich Kültür Dairesi’ne üye olmayan sanatçılar
hiçbir kültür sanat ürünüyle ilgili çalışma yapamaz, sergi açamazlar. Buna
karşılık Nazizm’e sadık müzisyenler, sanatçılara ise özel bir diğer verilir, bu
sanatçılar devlet tarafından maaşa bağlanır.
Germen ırkının kültürel şifrelerine
uymadığına inanılan tüm kültür ve sanat eserleri yasak kapsamına alınır. Yahudi
bestecilerin eserleri yasaklanır, Thomas
Mann, Arnold Zweig, Albert Einstein gibi birçok yazarın kitapları yakılır, bu
kitapları satan dükkânlar yağmalanır.
Picasso,
Matisse, Van Gogh gibi ressamların eserleri müzelerden kaldırılır
Nazizm’in mizaha tahammülü yoktur. Karikatürler, şaka ve espri içeren yazı ve fıkralar ile bunların yazarları, çizerleri hakkında soruşturmalar açılır.
Nazizm’in mizaha tahammülü yoktur. Karikatürler, şaka ve espri içeren yazı ve fıkralar ile bunların yazarları, çizerleri hakkında soruşturmalar açılır.
Yazarlar “istenmeyen Alman’ olarak ya
sınır dışı edilir, ya da vatandaşlıktan çıkarılırlar.
Modern sanat hareketleri zırvalık,
ahlaksızlık, baştan çıkarıcılık olarak görülür.
Tüm dernek ve sendikalar Nazi yanlısı
organizasyonlar altında bir araya getirilir.
Hitler’in yeni düzeninde kadınlara biçilen rol ise bellidir; çocuk yapmak, kiliseye giderek dua etmek ve ev
işlerini yapmak.
Toplu imha kampları: Yahudiler,
komünistler, sakatlar, eşcinseller
Hitler mutlak iktidar sahibi olduktan
sonra, bütün kötülüklerin başlıca sebebi olarak gördüğü Yahudilere karşı
soykırım faaliyetlerine başlar.
Polonya ve Fransa’nın işgaliyle başlayan
saldırıları yeni bir dünya savaşına yol açarken egemenlik alanlarında Hollocost adı verilen başta Yahudiler
olmak üzere, Nazilerin ideolojik düşmanları; sosyalistlerin, komünistlerin
imhasına yönelir… Çingeneler, kimi Slav
ırkına mensup olanlar, akıl hastaları, sakat doğmuş çocuklar, önemli
fiziksel/zihinsel engelleri olan yetişkinler de kurbanlar arasındadır. Üremeye
katkılarının olmamasından dolayı eşcinseller de bu imhadan nasibini alırlar.
Germen ırkının üstünlüğü ve Alman toplumun zararlı unsurlardan arındırılması amacıyla kurulan toplu imha kampları Almanya’nın egemenlik kurduğu tüm coğrafyaya yayılır; Almanya ve Polonya’da onar, Avusturya’da, Çekoslovakya ve Letonya’da birer tane olmak üzere 23 toplama kampı inşa edilir.
Varşova Gettosu: Cehenneme giden yol
Bunlardan en büyüklerinden biri olan
Polonya’daki Treblinka Toplama Kampı’dır.
Buraya trenlerle her gün binlerce Yahudi ya da muhalif taşınır.
Naziler işgal ettikleri Polonya’da,
Varşova kentindeki tüm Yahudileri kent içindeki bir gettoda toplamaya karar
verirler. Asıl amaç Varşova kentinin Yahudilerden ve diğer zararlı unsurlardan arındırılmasıdır.
Getto’dan kalkan ve Treblinka çalışma kamplarına gittiği söylenen trenler her gün beş bin kişiyi taşımaktadır. Naziler burasını çalışma kampı olarak lanse etmişlerdir. Oysa ki burası, gerçekte cehenneme giden yolun başlangıcıdır. Treblinka'dan kaçmayı başarabilen birkaç Yahudi sayesinde, gettodan nakledilenlerin aslında doğrudan gaz odalarına gönderildiği Varşova Gettosu'ndaki yeraltı direniş örgütlerince öğrenilir. 18 Ocak 1943'te yeni bir grup Yahudi'yi almak üzere gettoya giren Almanlar o zamana kadar gizlice örgütlenmiş yeraltı örgütünün beklenmedik silahlı direnişiyle karşılaşır.
Getto’dan kalkan ve Treblinka çalışma kamplarına gittiği söylenen trenler her gün beş bin kişiyi taşımaktadır. Naziler burasını çalışma kampı olarak lanse etmişlerdir. Oysa ki burası, gerçekte cehenneme giden yolun başlangıcıdır. Treblinka'dan kaçmayı başarabilen birkaç Yahudi sayesinde, gettodan nakledilenlerin aslında doğrudan gaz odalarına gönderildiği Varşova Gettosu'ndaki yeraltı direniş örgütlerince öğrenilir. 18 Ocak 1943'te yeni bir grup Yahudi'yi almak üzere gettoya giren Almanlar o zamana kadar gizlice örgütlenmiş yeraltı örgütünün beklenmedik silahlı direnişiyle karşılaşır.
Treblinka’ya olan ölüm sevkiyatı bu
ayaklanma sebebiyle durur. Direniş irili ufaklı çatışmalar halinde aylarca
sürer. Hitler bu duruma çok öfkelenir ve kendisine ölümüne bağlı SS komutanı
Himmler’i gettodaki ayaklanmayı bastırmakla görevlendirir.
Himmler, Varşova’yı Yahudilerden ve
diğer zararlı unsurlardan arındırmak için planlar yapar. Varşova Gettosu’ndaki
ayaklanmayı bir yıldırım harekâtıyla bastırarak taparcasına sadık olduğu Führer’ine
bu büyük zaferi armağan etmek ister. Bunun için de Hitler’in doğum günü olan 20
Nisan’ı seçmiştir.
Derken 20 Nisan 1943 gelip çatar.
Tarih, Hitler’in 55.doğum gününde beklediği armağanı ona verecek midir?
Yoksa o, başka bir armağanı hafızasına kaydetmek üzere beklemekte midir?
http://t24.com.tr/yazarlar/yusuf-nazim/hitlere-dogum-gunu-armagani--i,14375
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yusuf.nazim1@gmail.com