Yusuf Nazım
T24 | 7 Temmuz 2025
“Yanlış İliklenen Düğme-Geçmişle Gelecek
Arasında Cumhuriyet” Erdoğan Aydın
Tarih 4 Eylül 1920, Ulus, Ankara
Semtin yamaçlarında, simetrik pencereleri, kemerli kapıları ve klasik taş işçiliği ile geç Osmanlı dönemi sivil mimarisinin özelliklerini taşıyan bina bir halkın kaderini belirlemek için ev sahipliği yapmaktadır.
Dış cephesi kesme taşlarla örülü, sade ama ağırbaşlı görünümlü bu üç katlı, taş binanın yüksek tavanlı büyük salonunu hararetli bir kalabalık doldurmuştur.
Kürsüde takım elbiseli zevat konuşmalar yapmaktadır. İhanet içindeki İstanbul hilafet yönetimine karşı bir araya gelen Birinci Meclis’in toplantısıdır bu. Dâhiliye vekilliği için seçim yapılmaktadır. Sonunda oylamaya geçilir...
Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası Tokat Mebusu Nazım Bey 98 oy alırken Mustafa Kemal'in desteklediği Refet Bele 89 oyda kalır.
Salonda alkışlar yükselir. Nazım Bey ayağa kalkar, kürsüye çıkar, teşekkür eder. Bütün salon bir kez daha alkışlamaya başlar.
Nazım Bey, mülkiye mezunu “Devlet
terbiyesiyle yetişmiş” bir bürokrat olarak uzun süre t aşra valilikleri yapmış,
bürokrasinin farklı kademelerinde görev almış, dönemin “elit” tanımına uyan ve
mecliste hem tecrübe, hem vakar, hem de “devlet ciddiyeti” yönüyle takdir
edilen bir kişidir. Onun aldığı 98 oy, yalnızca politik bir zafer değildir.
Aynı zamanda kişilik özelliklerine, bürokratik ehliyetine, uzlaştırıcı tavrına
ve dürüstlüğüne duyulan saygının ürünüdür.
![]() |
Nazım Resmor, TUSTAV Arşivi |
Özetle, Türkiye'nin Birinci Millet
Meclisi sahip olduğu devlet tecrübesi, milli mücadeleye bağlılığı, meclisteki
saygınlığı, ölçülü ve güven veren tavırlarıyla içişleri bakanlığına bir
komünisti lâyık görmüştür.
Nazım Bey, kendisine takdir edilen bu
ulvi görev için heyecanlıdır. Vakit geçirmeden çalışmaya başlamak üzere Büyük
Millet Meclisi’ndeki Bakanlık Ofisi'ne geçer. Usuldendir, hemen BMM Bakanlar
Kurulu Başkanı'nı ziyarete gider. Mondros Mütarekesi sonucu 1918’de milli
mücadeleye katılan, ardından ilk kurulan mecliste Tokat milletvekili seçilen ve
ülkenin kurtuluşu için canla başla çalışmaya hazırken beklemediği, incitici bir
durumla karşılaşır. Bakanlar kurulu Başkanı, “Yurdun büyük çıkarları için”
Türkiye'nin ilk dâhiliye vekilini kabul etmez.
O yıllarda, milli mücadele saflarında Hilafet ve Yunan işgal ordularına karşı büyük başarılar elde eden Anadolu’daki milis ordularının ünlü bir komutanı vardır. Silahı ve gücüyle düşmana korku salmış biridir o. Adı Çerkez Ethem’dir. İşte Bakanlar Kurulu Başkanı, meclis tarafından seçilmiş, meşru iç işleri bakanına karşı Çerkez Ethem’den yardım isteyecektir.
Nitekim Bakanlar Kurulu Başkanı, Nazım Bey’in içişleri bakanlığına seçilmesinden iki gün sonra, Şükrü Paşa aracılığıyla ona, Çerkez Ethem’in selamlarını göndererek İçişleri Bakanlığı'ndan çekilmesi için ricada bulunur. Bu aslında aba altından gösterilen bir sopadır. Nitekim Nazım Bey, naif ve uzlaşmacı kişiliğiyle bu “ricaya” uyar ve istifasını sunar. Böylece, Türkiye'nin ilk Komünist İçişleri Bakanı'nın görevi yalnızca iki gün sürmüş olur.
Burada, olaylara konu olan Nazım Bey ve Çerkez Ethem’in dışında, diğer tarihi karakterin kim olduğuna gelince. Seçilmiş içişleri bakanı Nazım Bey’i makamında kabul etmeyen, dönemin Bakanlar Kurulu Başkanı Mustafa Kemal’den başkası değildir.
Yazının alt başlığında adını geçirdiğim,
tarihçi/yazar Erdoğan Aydın’ın
geçtiğimiz ay raflarda yerini alan Yanlış İliklenen Düğme-Geçmişle Gelecek
Arasında Cumhuriyet adlı kitabında bu hikâyenin belgelerle donatılmış
tarihsel metinlerini okuruz.
Aydın’ın anlatısından özetle şunu
görüyoruz:
Mustafa Kemal Paşa, Nazım Bey’in İçişleri
Bakanlığı görevinden istifasını sağlamak amacıyla, Çerkez Ethem’den yardım
istemiştir. Çerkez Ethem, bu isteği yerine getirmek için Diyarbakır
Milletvekili Hacı Şükrü Bey‘i aracı olarak kullanır. Hacı Şükrü Bey, Nazım
Bey’e giderek, mevcut siyasi ortamın hassasiyetini ve İçişleri Bakanlığı
görevinde karşılaşabileceği “olası” zorlukları nazik bir dille ifade etmiş ve
istifasını önermiştir. Bu görüşmenin ardından Türkiye’nin seçilmiş ilk dâhiliye
vekili Nazım Bey, İçişleri Bakanlığı görevinden istifa etmiştir.
Böylece, üç kıtada çözülen devasa bir
imparatorluktan, çökmekte ve çürümekte olan hilafet rejimine karşı Anadolu
topraklarına giydirilmeye çalışılan genç cumhuriyetin düğmelerinden biri yanlış
iliklenmiş olur.
Yarın: Aynı konunun devamı olarak Çerkez
Ethem’in milli kahramandan bir haine dönüşen ilginç hikâyesi
“Yanlış İliklenen Düğme, Geçmişle
Gelecek Arasında Cumhuriyet”, Erdoğan Aydın, SRC Yayınları
https://t24.com.tr/yazarlar/yusuf-nazim/turkiye-nin-ilk-secilmis-icisleri-bakani-koumistti,50622
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yusuf.nazim1@gmail.com