26 Kasım 2024 Salı

Ben bu yazıyı yazdığımda…

Yusuf Nazım
26 Kasım 2024

 

Ben bu yazıyı yazdığımda sene 2017’ydi.

 

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü.

 

Bu yazıyı yazdığım gün, Taksim'e çıkmaya çalışıyordu kadınlar. Daha fazla ölmemek, daha fazla şiddet görmemek, daha çok acı çekmemek içindi bütün çabaları.

 

Ben bu yazıyı yazdığımda Taksim’de, Sıraselviler’de, Tarlabaşı’nda, İstiklâl Caddesi’nde gaza boğuluyor, şiddete uğruyordu kadınlar.

 

Bu yazıyı yazdığım gün Taksim’e çıkmak yasaktı ve fazla mesaideydi kolluk güçleri.

 

7 yıl önce bugün…

 

Leyla'yı Beklerken adlı öykü kitabımın imza günüydü. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü adına imzaladım bütün kitaplarımı.

 

Bu yazıyı yazdığım gün İstanbul Sözleşmesi’nden henüz çıkmamıştık!

 

Gümüşçay Mahallesi, Dedeli Semti, Ören Yolu üzerinde, 52 Numaralı evin önünde, 11 yaşındaki Rabia Naz sırt üstü uzanıp ölmemişti henüz!

 

Ordu Üniversitesi öğrencisi, balerin Ceren Özdemir’de öyle.

 

Emine Bulut, Kırklareli’nin işlek bir caddesinde, bir dönerci dükkânında kıstırılıp öldürülmemişti!

 

Nasıl unutulur, Beytüşşebap'ta Hürmüz ve Şimoni Diril çifti henüz kaybolmamıştı daha.

 

Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku kaybedilmemiş, altı yaşında bir çocuk imam nikâhıyla evlendirilmemiş, dokuzundaki Narin vahşice katledilmemişti.

 

Kadınlar…

 

Oysa ne çok şey söylemişlerdi onlar için.

 

Kadınsan kadınlığını bil, demişlerdi…

 

Kır dizini otur evinde, bol bol çocuk doğur, hamileysen sokağa çıkma demişlerdi.

 

Kısa etek nedir, şort giyme, dolmuşta edebinle otur, sakın kahkaha atma demişlerdi...

 

Bugün 25 Kasım 2024.

 

Dominikli Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşlerin diktatörün adamları tarafından vahşice öldürüldüğü gün.

 

Bugün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü.

 

Mirabel Kardeşlerin öyküsünü yazdığımdan bu yan tam yedi yıl geçmiş.

 

Bugün yine Taksim’e çıkmaya çalışıyor kadınlar.  

 

Bugün bir kez daha acımasızca şiddete uğruyor Taksim’e çıkmaya çalışan kadınlar.

 

Bugün bir kez daha nefessiz kalıyor kadınlar; Sıraserviler’de, Dolapdere’de, Tarlabaşı’nda…

 

Ben bu yazıyı yazdığımda hâlâ ölmeye devam ediyordu kadınlar ülkenin bütün sokaklarında, evlerinde, ıssızlıklarında…

 

Ben bu yazıyı yazdığımda…